kadkydeki-bar-gn-eylemi-gzaltlar-serbest-braklma-ars

Barış Günü Eylemi Gözaltıları: Serbest Bırakılma Çağrısı

Kadıköy İskelesi önünde gerçekleşen 1 Eylül Dünya Barış Günü etkinliği, İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla bir araya gelen kalabalığın duygusal bir anına sahne oldu. Ancak, KESK İstanbul Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Ertuğrul Eroğlu’nun açıklamaları, bu anın siyasi bir gölgeyle karardığını gösterdi.

Eroğlu, etkinlik sırasında bir grup gencin Kürtçe türkü eşliğinde halay çekerken keyifli anlar yaşadığını ancak barış ve kardeşlik mesajlarının ardından yaşanan gözaltıların siyasi iktidarın tahammülsüzlüğünü ortaya koyduğunu belirtti. Gençlerin basın açıklaması sonrasında darp edilerek biber gazıyla müdahale edilip ters kelepçeyle gözaltına alınması, Eroğlu’nun tepkisini çekti.

Eroğlu, konuşmasında, “Biz KESK İstanbul Şubeleri olarak 1 Eylül Dünya Barış Günü etkinliğinde yaşanan bu haksız, hukuksuz ve antidemokratik uygulamayı kabul etmiyoruz. Gözaltına alınanların derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz” diyerek olaya karşı net bir duruş sergiledi. Barış günü etkinliklerinde yaşanan bu tür müdahalelerin kabul edilemez olduğunu vurgulayan Eroğlu, yetkililerden adaletli ve demokratik bir yaklaşım sergilemelerini beklediğini dile getirdi.

Gözaltıların Ardındaki Gerçekler

Gözaltına alınan gençlerin barış ve kardeşlik mesajlarını yansıtan bir etkinlikte bulunmaları, yaşanan olayın trajikomik bir boyut kazanmasına neden oldu. Eroğlu’nun ifadeleri, güvenlik güçlerinin müdahalesinin aslında barış ve demokrasi vurgusu yapan bir etkinliğe karşı yapılmış olmasının ironisine dikkat çekti.

Uzmanlara göre, bu tür müdahalelerin toplumda gerginlik yarattığı ve kardeşlik duygularını zedelediği konusunda endişeler bulunuyor. Barış ve demokrasi kavramlarının ön planda olduğu bir etkinlikte yaşanan bu tür olayların, toplumsal barışı zedeleyebileceği ve kutuplaşmayı artırabileceği belirtiliyor.

Serbest Bırakılma Çağrısı ve Sonuç

Eroğlu’nun yaptığı çağrı, gözaltına alınan gençlerin derhal serbest bırakılması gerektiği yönünde net bir mesaj içeriyor. Barış günü gibi anlamlı bir etkinlikte yaşanan bu tür olayların, demokratik hak ve özgürlüklere verilen bir müdahalenin göstergesi olduğu düşünülüyor.

Yetkililerden adaletli ve demokratik bir yaklaşım sergilemeleri talep edilen bu durum, toplumda adalet duygusunun sarsılmasına ve demokratik değerlerin gölgelenmesine neden olabilir. Bu nedenle, gözaltına alınan gençlerin derhal serbest bırakılarak, yaşanan olayın üzerine açıklık getirilmesi önem arz etmektedir.