Geçen haftaki İLKSAN 9. Dönem 4. Temsilciler Kurulu Toplantısı’ndan sonra Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Ali Deniz bir açıklama yaptı. Deniz, “İLKSAN artık bir değişime ihtiyaç duyuyor gibi gözüküyor. Bu değişim, duyarlı ve sorumlu temsilcilerin iradesiyle başlayacak gibi duruyor. Artık sadece raporlara bakarak değil, gerçek bir güven, köklü bir şeffaflık ve dürüst bir yönetim anlayışıyla var olmanın zamanı geldi. Çünkü İLKSAN sadece bir muhasebe tablosu değil; öğretmenlerin alın teri, umut ve emekle biriktirdiği bir emanettir. Ve biz gerçekten inanıyoruz ki bu emaneti tekrar yüceltecek irade, cesaret ve kararlılık bu salonda, bu temsilciler arasında mevcut” dedi.
Deniz açıklamasında şunları söyledi: “İLKSAN 9. Dönem 4. Temsilciler Kurulu Toplantısı’nı geride bıraktık. Bir kez daha gördük ki bu kurumda, 1943 yılından beri devam eden bir alışkanlık var. Albert Einstein’ın dediği gibi: “Aynı şeyleri tekrar tekrar yaparak farklı sonuçlar beklemek deliliktir.” Artık farkındayız ki değişmeyen bir yapıdan farklı bir sonuç beklemek bir hayal.”
Temsilciler olarak, çağın gereksinimleri ve ülke gerçeklerine uygun bir yönetim anlayışının önemini sürekli vurguladık. Çözüm, üyeler üzerine yeni yükler getirmek değil; mevcut kaynakların adil, şeffaf ve verimli bir şekilde kullanılmasından geçiyor. Cemil Meriç’in de dediği gibi: “Hakikat çoğu zaman rahatsız edicidir.” Biz de bu rahatsız edici gerçekleri dile getirmekten vazgeçmedik.
Ancak önerilerimiz karşısında sürekli olarak aynı bahanelerle karşılaştık: “Kanunlar var, ana statüye aykırı, aktüeryal denge bozulur…” Biz de sorduk: “İLKSAN kazanıyorsa, kâr ediyorsa – ki bu, 2024 Faaliyet Raporu’nda sadece muhasebe oyunlarıyla şişirilmiş ve gerçeği yansıtmayan rakamlara dayanıyor – üyeler ne yapacak? Eğer bir üyenin alacağı emeklilik ikramiyesi mevcut formüle göre değişmiyorsa, Sandığın büyüyen varlığı ve artan kârı kimin için? Kazanç büyükse, ancak üyelere yansımıyorsa, bu sadece bir rakamsal oyun, adalet değil. Gerçek başarı, bilançodaki artışta değil, üyelerin cebine ve yaşam kalitesine yansıyan sonuçlarda yatar.
Sunduğumuz önergeyle, “Gelin, bu tabuları yıkalım. Kanunlar ve ana statü dahil tüm konuları kapsayacak bir çalıştay düzenleyelim, zorunlu üyeliği kaldıralım, tüm kamu çalışanlarını isteğe bağlı üyeliğe teşvik edelim, sosyal yardımları, ikramiyeleri, aktüeryal sistemi tartışalım” dedik. Ancak bu çağrılarımıza yine karşılık bulamadık.
Temsilciler Kurulu’nda sunduğumuz önergelerin çoğu kabul edildi. Şimdi bekliyoruz: Gerçekten bir çalışma yapılacak mı, yoksa sadece zaman mı kaybedilecek? Bu toplantıda kabul edilen bazı önemli önergeler: Kanun, Ana statü, sosyal yardımlar ve emeklilik sisteminin ele alındığı bir çalıştay düzenlenmesi, Sosyal yardımlarda başvuru tarihinin esas alınması, Çocuk, doğum, doğal afet gibi yardımların artırılması, Yıllık net kârın %40’ının üyelere pay edilmesi, İktisadi işletmelerde İLKSAN üyesi olan emekli personelin çalıştırılmaması, Web sitesinin engelliler için uygun hale getirilmesi.
Yönetim hala 81 yıldır aynı yasal dayanaklara sığınıyor, her ay 292 bin üyenin maaşından kesilen %2’lik aidatın yetersiz olduğundan şikayet ediyor. Çözüm mü? Aidatı %3’e çıkarmak! Neyse ki bu önerge, gizli oylamada 100 temsilcinin tüm ısrarına rağmen, duyarlı ve sorumluluk sahibi 102 temsilcinin karşı oyuyla reddedildi. Daha önce de tamamlayıcı sağlık sigortası bahanesiyle gündeme getirilen benzer bir girişim, yine bizlerin kararlı duruşuyla engellenmişti.
Ve en önemlisi: İLKSAN artık bir değişime ihtiyaç duyuyor gibi gözüküyor. Duyarlı ve sorumluluk sahibi temsilcilerin iradesiyle bu değişimin kapısı aralanıyor. Artık sadece raporlara bakarak değil, gerçek bir güven, köklü bir şeffaflık ve dürüst bir yönetim anlayışıyla var olmanın zamanı geldi. Çünkü İLKSAN sadece bir muhasebe tablosu değil; öğretmenlerin alın teri, umut ve emekle biriktirdiği bir emanettir. Ve biz gerçekten inanıyoruz ki bu emaneti tekrar yüceltecek irade, cesaret ve kararlılık bu salonda, bu temsilciler arasında mevcut. Son söz olarak, umut ediyoruz ki bu değişim gerçekten başarılı olur.