STK’ları Siyasete Karşı Koruma Yöntemleri

Sivil Toplum Kuruluşları ve Toplumsal Dengenin Önemi

Sivil Toplum Kuruluşları (STK’lar), toplumun emniyet supapları olarak adlandırılır. Bir ülkenin asıl sahibi olan nüfusun tüm vatandaşlarıdır ve STK’lar da vatandaşların sesi ve soluğudur. Toplumda STK’lar güçlü olduğunda devletin ana erkleri olan Yasama, Yürütme ve Yargı dengeli bir şekilde işler ve hayat ahenk içinde ilerler.

STK’lara uzun yıllardır destek veren bir birey olarak, güçlü bir sivil toplumun öneminin altını çizmek isterim. Eğer arkanızda güçlü bir sivil toplum yoksa, siyaset sizi talan edebilir, bürokrasi üstten bakabilir ve militarist güçler sizi zor durumda bırakabilir. Ancak güçlü bir sivil toplumunuz varsa, yüksek sesle dengesiz kimselere uyarı vererek onları durdurabilirsiniz. Tıpkı Cumhurbaşkanımızın kalabalığa “kes lan!” dediği gibi.

Sivil Toplum Kuruluşları ve Halkın Zenginliği

Bir toplumda gerçekten halkın kuruluşları olan STK’lar olmadan, toplum içinde var olmak zorlaşır. Gözü siyasette olan STK yöneticilerinin gözü çıksın! STK’ları siyasetin gölgesinden kurtarmak önemlidir. Bu dengesizlik ve çalma çırpmanın asıl sebebinin STK’ların oluşturduğu boşluk olduğu düşünülmektedir.

Sivil Toplum Kuruluşlarının Gücü ve Sorumluluğu

Sivil Toplum Kuruluşları gerçekten halkın sesi olmalıdır. Bir toplumda bulunurken insan hakları aktivisti olarak hareket etmek ve toplumun dengesini korumak önemlidir. STK’lar, halkın zenginliğini düşünmeli ve toplumun gelişimine katkıda bulunmalıdır.

Peygamberimizin ifadesinde de belirtildiği gibi, rızkın büyük bir kısmı ticaret ve cesaret ile elde edilir. Helalinden zengin olmak mümkündür, ancak maaşlı biri zengin olursa durumundan şüphe edilebilir. Maaşlarla insanın zengin olması mümkün değildir ve bu durumun üzerinde düşünmek gerekmektedir.

Dert büyük, ancak bu kadarla iktifa etmeli ve sorumluluklarımızı yerine getirmeliyiz. Güçlü bir sivil toplumun önemi her geçen gün artmaktadır ve bu bilinçle hareket etmek gerekmektedir.

EYÜPHAN KAYA